ENDONEZYANIN ANAYASA GELİŞMELERİNİ
06.49
GİRİŞ
Anayasanın birçok terimi vardır. İngilizcede
“constitution” ve Hollandacada “constitutie” terimleri olup sözcük olarak
Endonezyacada undang-undang dasar olarak çevirilmektedir. Anayasa kullanma
teriminden dolayı sorun yaratmıştır ki, anayasa bir metin olarak direkt akla
gelmektedir. Halbuki siyaset bilimi bölümünden mezunlarının çoğu için anayasa
terimi, bir toplum üzerinde uygulanan yazılı veya yazısız kurallardan
ibarettir.
Yasa terimini anayasa olarak kullanma alışkanlığı,
Hollandalı ve Almanyalı hukukcuların, anayasa anlamı olan “Grondwet”
(Grond, anayasa demek) ve grundgesetz (Grund esas demek; gesetz
ise yasa demek) kelimelerini kullanması ile başlamaktadır.[1] Devlet yönetiminde
yasalar uygulaması iki anlamı vardır:[2]
a)
anayasadan
daha geniştir;
b)
anayasa
anlamına aynıdır. Yasa kelimesi anayasadan daha geniş anlamı var, çünkü anayasa
sadece yazı olarak düşünülmektedir,
ancak anayasada olmayan yazısız yasalar vardır.
Bir
devlet yönetiminde yasaların gerekliliği çok önemlidir çünkü yasalar olmadan
bir devlet kurulamayacaktır. Tarihsel bakışında 21.yüzyılına kadar yasaları
olmayan bir devlet pek yoktu. Bu durum yasaların, bir devletin aracı olarak
gerekliliğini göstermiştir. Yasalar ve devlet, birbirinden ayrılamaz bir demir
para gibi düşünülebilmektedir. O zaman Bir devletin yönetiminde yasaların
olması neden çok önemli sorusu ortaya çıkmaktadır. Daha önce bahsedildiği gibi
yasalar, hem devlet yönetimini düzenleyen hem de devlet ile vatandaşların
birbirlerine uygun yapan ilişkiyi yöneten kuralın topluluğudur.
Hamid
S. Attamimi yasaların ve anayasanın bir rehber ve sınır hem de devlet nasıl
yönetilir sorusuna cevap olarak çok önemli olduğunu vurgulamaktadır.[3] O
görüşe katılarak Bagir Manan yasaların gerçek anlamının, tek taraflı hükümet
egemenliği ve vatandaşların garantisi olan yasanın ve anayasalcılığın
anlaşılmanın bir göstergesidir,
demektedir. [4]
Tek
taraflı hükümeti sınır işlevi olarak yasaların gerekliliğine dair Miriam
Budiarjo, “Demokrasi yasaları kendine esas olarak oluşturan devletlerde
anayasanın özel işlevi vardır, yani, hükümetin kendi kafasına göre hareket
etmesini sınırlandırmaktadır. Böylece vatandaşların hakları daha çok korunmuş
olacaktır demektir.” [5]
Yasanın
hükümeti sınırlandırma bağlamında Kusnardi, Anayasanın işleve göre 2 (iki)’ye
ayrıldığını anlatmıştır ki, devlet içerisinde hakimiyeti bölmek, ve hükümeti
sınırlandırmaktır. Daha sonra devleti bir hakimiyet ve hakimiyet teşkilatı olarak
düşünen kimseler için anayasaların, yasama, yürütme ve yargı gibi devlet organlarına
hakimiyet bölerek uygulayan bir organ veya esasın topluluğu olduğunu ifade
etmiştir.
Hakimiyetinin
sınırı olan yasalar da vatandaşların haklarını korumak için uygulanmaktadır. Bu
haklar, yaşam hakkı, refah yaşam ve özel haklar gibi hakları içermektedir.
Devlet içerisinde yasanın önemliliğini düşünerek “Het Staatsrecht van Het Koninkrijk der Nederlander” kitabında
Struycken’e göre, yazılı bir belge olarak anayasa şunları
içermektedir: [6]
1)
Geçmiş
zamandaki milletin siyasi mucadelesinin bir sonucu;
2)
Devlet
yönetiminin en yüksek esası;
3)
Devletin
önderlerinin şimdi veya gelecek zamanda gerçekleşmesi istenen fikirleri veya
görüşleri;
4)
Uygulaması
istenen devlet yönetimi gelişmesinde bir istektir.
Anayasa veya yasalarda bulunan bu dört unsur, devlet ve
millet yaşamındaki ölçü olarak yasanın önemli olduğunu, hem de yeni nesillere
devlet nasıl yönetildiğini göstermektedir. Prensip olarak devlet ve millet
yaşamında her devlet faaliyetleri yasada bulunmaktadır.[7] Devlet içerisinde
anayasanın önemli olduğunu anlatan uzmanların bazıları genel olarak devlet
içerisinde yasanın olmasının bir zaruriyet olduğunu söylemektedir çünkü anayasanın
olmasıyla devlet yönetimin altında hakimiyet ve yetkiler bölünerek hakimiyetin
sınırını oluşturmuş olmaktadır. Ayrıca vatandaşların hakları da korunmuş olup
hükümet tarafından eziyet ve baskı olamayacaktir.
I.
Endonezya Hukuk sistemi’nin bir girişi
Coğrafi konumu olarak Endonezya, güneydoğu Asya’da yer almaktadır.
İstatistiğe göre 13.466 tane adalarıyla[8] ve 258 milyon nüfusuyla[9] Endonezya dünyanın en büyük ada ülkesidir. Tarih
gerçeklerine göre Endonezya oluşum çekirdekleri Nusantara bölgesinde bulunan
büyük krallıkların tarihi kalıntılarından başlamıştır. Tarih araştıraları
Endonezya bağımsızlığını kazanmadan yani yaklaşık 4.yüzyılında Nusantara
(Endonezya) bölgesinde hakim olan krallıkların olduğunu açıklamıştır.
Tarihi yazıt ve kalıntılara göre Nusantara’da bulunan krallıklar dini
değerlerden etkilenmiştir. Örneğin
4-6.yüzyıllar arasında Batı Cava’da bulunan Tarumanegara krallığı bir
Hindu-Buda krallığıdır, aynı şekilde 7-14.yüzyıllar arasında Sumatra adasında
bulunan Sriwijaya ve Majapahit krallığı, gelişmiş bir Buda krallığıdır. Bu
Hindu-Buda krallıkların egemenliği, kardeş savaşın ekonomi gerilemesi ve İslamın girmesiyle Nusantara bölgesinde İslam krallıkların
kurulması ile beraber son bulmuştur.
Endonezya hukuk sistemi birkaç hukuk sisteminin karışımıdır. Endonezya
hukuk sistemi din hukukun, geleneksel değerlerin ve Avrupa
ülkelerin hukukunun, özellikle
Endonezya’yı sömüren Hollanda hukukunun bir karışımıdır. 1945 yılında bağımsızlığını ilan ettikten sonra açık
bir şekilde Endonezya’nın anayasası, devletin şekilini Cumhuriyet olarak belirlemiştir. Genel özelliklerinden Endonezya, Avrupa sistemin
sınıfına giren bir devlettir. Anayasa uygulamsında ise Endonezya
cumhurbaşkanlık sistemini sahiptir.